To-Do Listenizdeki Tehlike: Konfor Alanı
Yoğun iş hayatımızda hepimiz çeşitli tekniklerle işlerimizin belli bir düzen içerisinde ilerlemesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda en yaygın kullanıma sahip tekniklerden biri to-do listeleri. Bu basit yöntemle yapmayı planladığımız ve yapmak durumunda olduğumuz iş kalemlerini sıralıyor, işler bitince de üzerine iç rahatlatan bir çizik atıyoruz.
Peki ya bir türlü üzerini bir türlü çizemediğimiz konular? Hani yapacaklarınızı beyaz tahtaya not ettiğiniz zamanlarda, uzun zaman orada yazılı olarak beklediğinden kuruyan ve tahta silgisiyle bile zor silinen kalemler?... Genelde, bu kalemler o listede her zaman gözümüze batan ancak bir türlü vakit "ayıramadığımız" görevler oluyor. Elbette, önem ve aciliyet durumuna göre hep arka sıralarda kalan konular olabiliyor. Ancak, iş psikolojisine göre işin aslı her zaman böyle olmuyor.
İnsan konfor alanının dışına çıkarken çeşitli derecelerde stresler yaşayabiliyor. Doğru derecede stres kişinin üretkenliğini ve verimini artırabilirken, yüksek derecede stres tabiri caiz ise onu tamamen kilitleyebiliyor. Normal olarak bu işlere de yansıyor. To-do listemizde daha önceden tecrübe etmediğimiz ve/veya tam olarak konuya hakim olmadığımızı düşündüğümüz kalemler olduğunda, bu işler insan tarafından bilinçsizce geciktiriliyor. Bu yanlış bir davranış değil, sonuçta her insan kendi için oluşturduğu güven alanı içerisinde konforlu hissediyor ve bu alanın dışına çıkma konusunda daha az istekli oluyor. Ancak, şunu unutmamak gerekiyor: Geçmişte de, günümüzde de insanlığa ve/veya çevresine yeni değerler katabilen insanlar, aynı zamanda konfor alanını terk edebilmiş kişilerdir.
Peki konfor alanımızın dışındaki yeni değerlerle tanışabilmek için, daha fazla değer üretebilmek için to-do listelerimizde nasıl bir strateji izleyebiliriz?
KENDİ TO-DO LİSTENİZ İÇİN ÖNERİLERİMİZ:
Görseli büyütmek için üzerine tıklayınız.
Kendi to-do listenizde uzun zamandır bekleyen iş kalemleri/projeler varsa kendinize ilk olarak sormanız gereken soru şu olmalı: Bu projeye inanıyor musunuz? Eğer inanmıyosanız, yöneticinize gidin ve argümanlarınızı sunun. İyi bir yöneticiniz varsa ve o bu projeye gerçekten inanıyorsa, sizi bu iş kaleminin önemi hakkında ikna edecektir. Kendinize sormanız gereken bir diğer soru da "Bu proje benim bilgi alanım dahilinde mi?" olmalı. Kendinize karşı dürüst olun. Eğer cevabınız hayır ise, to-do listenize bu alanda yapmanız gereken araştırmaları ekleyin. Ya da bu konuda tecrübeli olduğunu düşündüğünüz biriyle karşılıklı görüşün ve onun bilgilerinden faydalanın. Bilgi, sizin daha rahat hissetmenizi sağlayacak ve konfor alanınızın dışına adım atmanızı kolaylaştıracaktır.
Yok, eğer proje inandığınız bir iş kalemi ve bilgi sahibi olduğunuz bir alanla ilgiliyse ve "gerçekten" zamansızlıktan bu projeyi hayata geçiremiyorsanız, yöneticinize gidin. Onu bu projenin önemi konusunda ikna etmeye ve zaman problemine hep beraber bir çözüm üretmeye çalışın.
YÖNETTİĞİNİZ EKİBİN TO-DO LİSTELERİ İÇİN ÖNERİLERİMİZ:
Görseli büyütmek için üzerine tıklayınız.
Eğer yönettiğiniz ekibinizde uzun zamandır adım atılmamış iş kalemleri var ise, izlemeniz gereken adımlar daha çok "empati" ile ilişkili olacaktır. Öncelikle çalışma arkadaşlarınızın işlerine bakın ve gerekli kalemleri hayata geçiremeyen arkadaşlarınızın zaman yüklerini analiz edin. Eğer, bu kişilerin bir zaman problemi yaşamamaları gerektiğini düşünüyorsanız, kendileri ile rahat bir ortamda görüşün ve söz konusu projeye inanıp inanmadıklarını anlamaya çalışın. İnançları az ise, onları ikna edin. Son adımda da, arkadaşlarınızın proje konusu hakkında bilgi sahibi olup olmadıklarını irdeleyin. Eğer, eksikleri var ise gereken adımları atmada çekimser davranıyor olabilirler. Bu noktada, liderleri olarak onlara konu hakkında bilgiler aktarın, çeşitli kaynaklar paylaşın. Konu hakkında bilgi sahibi olmak, onların konfor alanlarının dışına adım atmalarını kolaylaştıracaktır.