Mütevazı Kişiler İş Hayatında Daha Avantajlı
Bir insanın kendini iyi tanıyabilmesi, güçlü ve zayıf yönlerini bilebilmesi belki de erdemlerin en büyüğü. Öyle ki, felsefenin ilk öğretilerinden biri olarak kabul edilen ve Delfi'deki Apollo Tapınağını da süsleyen "Temet Nosce" sözü bu noktaya yüzyıllar önce dikkat çekmiş durumda.
Peki, iş dünyasında bulunan insanlar gerçekten kendilerini doğru tanıyabiliyor mu?
Jack Zenger ve Joseph Folkman bu konuyu merak ederek geniş kapsamlı bir araştırmayı hayata geçirdiler. Çalışma sırasında yüzlerce firma ile kontağa geçildi ve 69.000 yöneticinin kendilerini değerlendirmeleri istendi. Kontrol grubu olarak da bu yöneticilere bağlı ve/veya onlarla çalışan kişilere ulaşıldı. 360 derece değerlendirme kapsamında tam olarak 750.000 kişinin görüşlerine başvuruldu.
Araştırmanın sırasında kendilerini değerlendiren yöneticilerde iki ana grup ve buna bağlı iki sonuç gözlemlendi:
1) Birinci ana grupta kendilerini gereğinden fazla övenler yöneticiler vardı. Kontrol grubu, kendini öven yöneticilerin o kadar da kalifiye olmadığını düşünüyordu.
2) İkinci ana grupta kendini hafife alan ve mütevazı değerlendirmeler yapan yöneticiler vardı. Kontrol grubu, kendisine daha mütevazı yaklaşan yöneticilerin çok daha başarılı olduğunu düşünüyor ve onları "lider" olarak adlandırıyorlardı.
Kısaca araştırmanın sonucu çok netti: Yöneticilerin kendileri hakkındaki görüşleri, etrafındakilerin değerlendirmeleri ile örtüşmüyordu.
Ancak, araştırma sırasında mütevazı liderlerin kendilerini övenlere göre çok daha avantajlı olduğunu ortaya koyan verilere de rastlandı. Buna göre, mütevazı liderler ekipleri tarafından daha çok seviliyordu. Ayrıca, bu yöneticilerin ekipleri işlerine daha fazla bağlıydılar.
Araştırmanın sonuçları bize Jim Collins tarafından kaleme alınan Good to Great kitabını anımsattı. Bu noktada, mütevazı olmanın yüksek standartlara sahip olma, her zaman gelişime açık olma ve insan odaklılık gibi özelliklerle bağdaştığını da hatırlamakta fayda var.