Konfor Alanınızdan Çıkmak İçin Sorgulayın
İnsan beyni hem çevresinde hem de kendisinde istikrar arar, durumu karmaşıklaştıracak şeylerden kaçınır.
Nasıl mı?
Dış dünyamız için bunu tanımlamamız oldukça kolay. Örneğin; bir şey seçmek ya da satın almak durumunda isek tercihimizi genel olarak öngörülebilir ve net şeylerden yana kullanırız.
İç dünyamızda ise istikrarı genel olarak kendimizi doğrulayarak yakalama eğilimindeyizdir. Mesela, bizim fikrimizle çelişen şeyler veya kişiler genelde eleştiri oklarımızın hedefi olurlar. Ya da verdiğimiz bir karar sonunda aklımızda "acaba doğru bir şey mi yaptım?" gibi bir soru işareti kalıyorsa, bir anda kendimizi "zaten şöyleydi, zaten böyleydi, ben en doğrusunu yaptım" derken bulabiliriz.
Kısaca, insan kendine daima konfor alanları yaratmaya çalışır. Bunu yaparken de süreçleri veya kendini pek sorgulamak istemez. Zira sorgulamak konfor alanlarımızı, alışkanlıklarımızı değiştirebilir.
Nörobilim ve psikolojinin de doğruladığı bu gerçekler iş hayatımız ve iş yapma şekillerimiz için de geçerli. Ofislerimizde gün içerisinde zaman harcadığımız sayısız iş var. Bu işlerin bazılarını neden yaptığımızı, yapılış biçimlerini, verimliliklerini veya işe yararlılıklarını sorgulamıyoruz bile...
Neden?
Çünkü böyle gelmiş, böyle gidiyor... Çünkü bu normal bir günümüzün gereği... Çünkü bu şekilde hayat daha öngörülebilir ve rahat... Çünkü bu iş kalemleri de konfor alanımızın bir parçası...
SORGULAMAK SİZİ KONFOR ALANINIZIN DIŞINA ÇIKARABİLİR
Doğru yöntemlerle sorgulamak, sizi bu gibi durumlarda konfor alanlarınızın dışına çıkarabilir ve hem yaptığınız işten aldığınız keyfi hem de verimi artırabilir.
Doğru yöntemler her firmanın gerçeklerine, problemlerine, kültür kodlarına, değerlerine ve stratejisine göre değişiklik gösterebilir. Ancak, genel olarak aşağıdaki 4 yöntemi kişiselleştirerek kullanmanız olumlu sonuçlar doğuracaktır.
1- Meraklı Olun
Meraklı olmak her fikri daha iyi ve derinlemesine anlamanızı sağlayacaktır. Aynı zamanda, meraklı yaklaşımınız etrafınızdakilerin sizlerle fikirlerini paylaşma cesaretini artıracaktır.
2- Çeşitlilikten Beslenen Sorgulayıcı Bir Ekosistem Kurun
Farklı kişilerin açık iletişimini destekleyen sağlıklı bir platform oluşturun. Bu platform firma değerlerinizden beslensin ve gündelik hayatınızın bir parçası olsun.
3- P.E.M.'ler Düzenleyin (Pause & Evaluate Meetings – Ara Verme & Değerlendirme Toplantıları)
Yıllık P.E.M.'ler düzenleyin. Bu toplantılarda firma dışından profesyonel bir moderatör ile anlaşın ve herkesin fikrinin eşit şekilde dinlenebileceği bir yapı oluşturun. Bir günlük de olsa durun ve mevcut gündelik işleri, süreçleri, neden ve nasıl yapıldıklarını sorgulayın. Bu toplantıda ortak akılla gereksiz işlerden kurtulun, hafifleyin. Zamanınızı daha verimli şeylere ayırın.
4- Değişimin Getireceği Belirsizlikten ve İş Yükünden Korkmayın
Hepimiz değişimin önemine inanırız ve bunu her ortamda dile getirmeye çalışırız. Ancak, iş değişmeye gelince konfor alanımız bize tuzak kurar. Mevcut sistemin değişeceğini bilmek, bunun getireceği belirsizlikler, ihtiyaç duyacağımız alışma süreci ve kendi kendimize çıkardığımız yeni iş yükü bu gibi kararları ertelememize sebep olur. Araştırmalar da bunu destekliyor ve insanın bu gibi durumlarda her zaman geçerli görülebilecek bahaneler üretebildiğini ortaya koyuyor. Bu noktada yine durun... Kararınızı konfor alanınızın dışına adım atmaktan yana kullanın.
Konfor alanlarımızın dışı gelişime ve yeni değerlerle dolu... Sizi de bekleriz!
Kaynak: "When Was the Last Time You Asked, “Why Are We Doing It This Way?””