Değer Odaklı Departmanların 4 Avantajı
Geçen hafta sizlerle değer odaklı departman stratejileri oluşturmak için izlenmesi gereken 5 adımı paylaşmış, söz konusu süreci de iç/dış müşteri odağına oturtmuştuk. (İlgili makale için buraya tıklayabilirsiniz)
Peki; bu tarz bir uygulamayı hayata geçiren departmanlar ne gibi avantajlar elde ediyor ve nasıl farklılaşıyor dersiniz? Bu sorunun cevabını 4 maddede sizler için özetledik:
1- Artan Verim: Tüm stratejisini belli bir amaç üzerine inşa eden departmanlarda bir odak oluşur. Odağın merkezinde de iç ve dış müşteriler vardır. Hayata geçirilen tüm projeler söz konusu amaçtan beslenir. Bu çalışmaların çıktıları da departmanın var olma nedenini geri besler. Elbette ki, her projenin doğası farklı olabilir. Ancak; bu yöntem sayesinde tüm işlerin artık kesişen bir kümesi vardır. Bu noktada, oluşturulan amacı verimli bir toprağa benzetebilir, buraya ekilen her tohumu da farklı projeler gibi düşünebiliriz. Ektiğimiz tohuma göre alacağımız meyve farklılaşabilecek olsa da, hepsi aynı toprakta yetiştiğinden DNA'larında benzerlik olacaktır. Sizin tek yapmanız gereken de kısıtlı kaynaklarla (insan, bütçe, zaman, vb.) farklı bitkiler yetiştirebilmek için öncelikli olarak toprağın kalitesinden ödün vermemek olacaktır. Bu odaklı yaklaşım; tutarlı ve her zaman iç/dış müşterilere dokunan çıktılar üreten ve kısıtlı kaynaklarını boşa harcamayan bir yapıyı da beraberinde getirir.
2- Yüksek Sinerji: Tüm departman üyeleri tarafından ortak akılla oluşturulan değer önergesi (amaç), doğru teknikler uygulanması halinde tepeden inme versiyonlara göre daha kolay içselleştirilecektir. Böylece; departman içi birimler birbirilerinin zaman harcadığı işleri daha kolay anlamlandırabilecektir. Birim içindeki mikro fonksiyonlar ve görevler farklılaşabilse de, ortak payda olan değer önergesi söz konusu gruplar arasındaki iletişimi kuvvetlendirecektir. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz her projede, departman içi birimler arasındaki iş birliğinin ve yardımlaşmanın kısa zaman içerisinde arttığını, bunların da bağlılığa ve memnuniyete olumlu yansıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
3- Yüksek İletişim Gücü: Doğru kurgulanmış bir amaç cümlesi nörobilim ve konfor alanı psikolojisi alanlarından destek alarak hedef kitleleri harekete geçirici özellik kazanır. Ayrıca, söz konusu cümle iç/dış müşteri ve değer odaklı olduğundan hedef kitlenin ana motivasyonlarıyla sürekli konuşan bir yapıya da sahiptir. Bu noktada; departmanın hedef kitleleri ile iletişimini her zaman tasarlanan değer önergesini temel alarak kurgulaması durumunda iletişimde istikrar oluşur. İstikrarlı iletişim ve müşteri odaklı çıktılar sayesinde de; hedef kitleler departmanınızın firmaya kattığı net değeri fazlasıyla farkına varır, hedeflerinizi anlatmanız ve/veya projelerinizi lanse etmeniz diğerlerine göre her zamankinden çok daha kolay olur.
4- Yüksek Rekabet Gücü: Firma içinde rekabet de nereden çıktı diyebilirsiniz. Ancak; tüm departmanların en önemli iç müşterileri olan yönetimden belli bir bütçe havuzundan kendilerine kaynak ayırabilmek ve bütçelenen personel pastasından da daha fazla pay alabilmek için mücadele ettiğini hiç unutmamak gerekir. İç/dış müşteri motivasyonlarını doğru analiz edip, değer odaklı bir strateji tasarlamanız ve yönetime çıktılar sunmanız bu konuda sizi diğer departmanların önüne geçirir. Zira; üst yönetimin departmanınızın uygulayıcı yapıdan, ekstra değer üreten yapıya geçtiğine dair farkındalığı her adımda artar ve biriminiz firma stratejisinde vaz geçilmez bir pozisyona konumlanır.
Azor Brand & People Solutions