Yeni Nesil Danışmanlıkta Kriz Planı
Kriz süreçlerinde birçok beyaz yakalı panik halinde acele kararlar vermek durumda kalabiliyor ya da oluşan atmosfer bunu zorunlu kılabiliyor. Aniden gerçekleşen bu beklenmedik olaylar silsilesi bizim kaygı noktalarımıza çıkmamıza ve yanlış kararlar almamıza vesile olabiliyor. Bununla başa çıkabilmek için unutmamamız gereken en önemli şey VUCA Dünyası’nda yaşıyor olduğumuz gerçeğidir. ‘VUCA neydi?’ diye soranlarınız için ufak bir hatırlatma yapacak olursak; halihazırda yaşadığımız ve bizim etki alanımızın dışında gerçekleşen olumlu/ olumsuz değişkenlerin olduğu dünyaya verilen ad. Bu bahsettiğimiz hızla değişen ve belirsizliklerle dolu dünyada hayatta kalmanın yolu ise değişime ayak uydurmaktır. Bu adaptasyon süreçlerinizi hızlandırmak Senaryo Bazlı Stratejiler veya Kriz Yönetim Planları gibi çeşitli metotlar kullanabilirsiniz. Zira, değişkenlerle dolu yeni dünyamızda hayatta kalmak için elinizde olan sadece ‘A’ ve ‘B’ Plan örgüleriniz yetersiz kalabilir. Bu klasik anlayışın yerini, artık ihtimallerin iç içe geçtiği süreçler almaya başladı. Bu yeni anlayışla, şirketiniz için tasarladığınız süreç yönetimi sayesinde kriz anında rakiplerinizden hızlı aksiyona geçebilirsiniz. Unutmayın ki; bu sahip olduğunuz hız size yanında ‘adaptasyon’ yeteneği ve farklılaşmayı getirir.
Bu bahsettiğimiz kriz planlama çalışmaları şirketler veya yöneticiler tarafından içselleştirilmeli hatta çalışma kültürlerine entegre edilmelidir. Biz, bu kültür anlayışını artık iş dünyasının hijyen faktörü olarak tanımlıyoruz. Piramidin ilk basamağında yer alan bu olmazsa olmazın sağlanması durumunda; şirket veya birey olarak yaşadığımız VUCA Dünyasının içinde kendi konfor alanlarımızı yaratabilir ve bizi farklılaştıracak heyecan alanlarımıza yönelebiliriz.
1- Çalışan Verimliliğini Artırma
Krize hazırlıksız yakalanan çalışan, iş önceliklendirme konusunda yönünü kaybedebilir. Krizin bizi götürdüğü kaygı noktasında neokorteksimiz kitlenebilir ve rasyonel düşünmemiz gitgide imkansız hale gelebilir. Bu çok insani bir davranıştır. Bu kargaşa ortamında çalışan, mevcut iş takibini kaçırabilir veya mevcut işlerine göstermesi gereken özeni yeterince gösteremeyebilir. Bu koşullar sonucu açığa çıkan ‘verimsiz’ sonuç ise; çalışanın şirkete katkısını ve çalışma motivasyonun kaybetmesine neden olabilir. Unutmayın ki, karşılaşabileceğiniz olumsuzlukları değişkenlerle dolu VUCA Dünyasında sıfırlamak sizin elinizde değildir. Ama zararın etkisini daha önceden yaptığınız stratejilerinizle en aza indirgemek sizin elinizdedir.
2- Kaygı Alanından Çıkarma
Kriz ortamı bizi doğrudan felç alanına sürükler. Bu durum daha önceden yaşanmamış ya da hazırlıklı olunmamış bir durum karşısında hareketsiz kalma halidir. Fakat felç alanı insanlara yüksek oranda stres verdiği için, insanlar bir süre sonra kendi konfor alanlarına çekilip aksiyon almaktan kaçınırlar. Buna ufak bir örnek verecek olursak; hepimiz 2018’in son çeyreğinde Türkiye’nin yaşadığı ve etkisinin hala devam ettiği döviz krizini biliyoruz. Fakat bu konuda dikkat çekeceğimiz nokta ise çalışanlar arasındaki tutum. Bariz olarak gözlemlediğimiz iki grup vardı; birincisi geçmişte benzer krizler atlatmış ve bu konuda tecrübeli insanlar diğer yandan ilk defa böyle durumla karşılaşan ve diğer gruba göre daha az tecrübesi olan insanlar. Bu iki grubun kriz algısında gözle görünür farklılıklar mevcuttur. ‘Deneyimlilerin’ kafasında daha fazla denenmiş/ denenmemiş plan örgüleri vardır. Bu edindikleri tecrübeler sayesinde önceliklendirmelerini aksatmadan, daha cesur hamlelerle gerçekleştirebiliyorlar. Şirketler ve bireyler ise hazırladıkları kriz yönetim süreçleriyle birlikte deneyimsizliğin dezavantajını indirgeyebilirler. VUCA Dünyasında yer alan çalışanlarının kaygı alanlarına geçmelerine fırsat vermeyebilirler.
3- ‘Hız’lı Olma
Değişkenlerle dolu dünyamızda hızın ne kadar kritik bir yere sahip olduğunu yazının başında da vurgulamıştık. Bu ‘hız’ farkındalığı, yeni nesil danışmanlığın kriz anında sunduğu en kritik noktalardan biridir. Şirketler önceden aldıkları tedbirler ve ‘güncel’ olasılık düzenlemeleriyle birlikte kendilerine çevik dönüşüm imkanı sağlayabilirler. Yaptıkları stratejik planlamalarla birlikte sahip oldukları hız anlayışları ve adaptasyon yetenekleri sayesinde gerek rakipleri arasında gerekse kendi sektörlerinde öncü konuma gelebilme fırsatı yakalayabilirler.
4- Bağlılık/ Sadakat Sağlama
Bu farklı yönleriyle ele aldığımız yönetim anlayışını bu sefer çalışan ve müşteri ilişkisi üzerinden anlamlandıracağız. Hali hazırda içinde bulunduğu kriz ortamında tutarsız davranan ve gerekli güveni çalışanına veremeyen şirketler; sahip oldukları verimliliklerinden tutun, çalışan memnuniyetine kadar birçok kritik alanlarını kaybedebilirler. Bunların sonucunda çalışanlar markayı sahiplenmemeye ve yaptıkları iş çıktılarına olumsuz yansımaya başlayabilir. Diğer yandan, çalışanın markayı sahiplenmeme durumu müşteriye de doğrudan sirayet etmeye başlar. Müşteri gerekli özeni ve alakayı markadan görememeye başlar. Bu şirket döngüsündeki kırılma markalar için kritik olan ‘güven’ duygusunu hem müşteri ayağı hem de çalışan ayağında kaybeder.
Risk yönetiminin, kriz planının ve senaryo bazlı stratejinin ne kadar kritik olduğunu yazının her noktasında vurgulamıştık. Yeni nesil danışmanlıkta başarılı kriz yönetim planlaması yapmanın önemli noktaları ise yukarıda maddelediğimiz gibi ‘hız’, adaptasyon ve güvendir. Kendileri bu yönde geliştirmeye ve değiştirmeye çalışan firmaların veya bireylerin kriz ortamından daha sağlam çıkacaklarına inanıyoruz. Minimum yarayla çıkmak isteyenlerin, VUCA Dünyasında yaşadıklarını akıllarından bir dakika olsun çıkartmamaları ve karşılaşılabilecek olasılıklara karşı hazır olmaları gerekmektedir.