Konfor Alanı Nedir?
Konfor Alanı insanın zihninde oluşturduğu ve çizdiği güven bölgesidir. Kişi bu alan içerisinde her şeyin kontrolü altında olduğunu düşünür ve riski minimize ettiğini hisseder. Konfor Alanı kavramı kişiden kişiye değişim gösterir. Herkes kendi tecrübeleri ve değer yargılarıyla bu güven bölgesini tanımlar.
Bu konuya insan bazında yaklaşmış olsak da, her firmanın, her organizasyonun kendi kendine oluşturduğu bir Konfor Alanı vardır. Bu güven alanı firmanın geçmişinden, içinde bulunduğu sektörün gerçeklerinden vb. etkilenerek oluşur. Ancak, firmalar insanlar tarafından yönetildiği için bireylerin bu alanın tanımlanmasında birebir etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle firmalardaki bu güven alanını anlamak için, Konfor Alanı ve insanın ilişkisini anlamamız gerekmektedir.
Her insan ilk doğduğu andan itibaren bir güven çemberi içerisinde yaşamaya başlar. Amaç, riskleri öngörülebilir kılmak ve bunları minimize etmektir. Bu çok normal bir davranıştır. Diğer yandan, bilimsel araştırmalar sonucunda Konfor Alanı "tehlike alanı" olarak da tanımlanmaktadır. Zira, bu güven alanı insanlara ve firmalara rahatlık ile rehavet getirir. Bunun sonucu olarak; üretkenlik, verimlilik, inovasyon, girişimcilik, motivasyon, özsaygı gibi konularda düşüşe neden olur.
Şunu da unutmamak gerekiyor: Tüm insanlar ve/veya firmalar aynı ya da benzer güven alanlarının içinde yaşıyor. Bu durumda farklılaşmak da oldukça zorlaşıyor. İşte bu yüzden, dünya tarihine baktığımızda gelişimin ve değişimin Konfor Alanlarını terk edebilenler tarafından sağlandığını görüyoruz. Bugün de bu kaide değişmemiştir: bir insan ve/veya bir firma bu güven alanının dışına çıkamazsa gelişim göstermesi, farklılaşması, insanlığa bir fayda sunabilmesi oldukça zordur.
İnsanlar ve firmalar bu alanın dışına kolay kolay çıkamasalar da, zaman içerisinde bu bölge yeniden tanımlanabilir ve hayatın getirdiklerine göre genişletilebilir. Ancak, bu VUCA World diye adlandırdığımız günümüz dünyasında edilgen bir eylemdir.
VUCA World (Açılımı: Volatility, Uncertainty, Compexity, Ambiguity) kısaca öngörülemeyen, içinde kontrolümüz dışında olan birçok öğe bulunduran, karmaşık ve kaygan zeminli dünya olarak adlandırılabilir. Günümüz konjonktüründe konfor alanının içerisinde yaşamayı tercih eden insanlar ve firmaları gelişimden, yeniliklerden uzak bir gelecek beklemektedir. Bugün amaç, Konfor Alanı kavramını zihinlerimizde bulundurarak, yeni değerler yaratacak şekilde değişime adapte olmalıdır. Bir insan ve/veya bir firma ancak bu şekilde etken pozisyona geçebilir ve elindeki toplam değeri artırabilir.
Şunu da belirtmek isteriz ki Konfor Alanı dışına adım atmak o kadar da basit değildir. Öncelikle bu eylemin dokunacağı insanları doğru anlamak gerekir. Çünkü, güven alanını terk eden her insan/firma stres yaşar. Bu stresin nörobilim, psikoloji, iletişim v.b. tekniklerle doğru yönetilmesi sonuçların olumlu olmasını sağlar. ("İnsan Odaklı Olmaya Farklı Bir Yaklaşım")
Bizler, Azor olarak, yeni değerlerin Konfor Alanlarımız dışında var olduğuna inanıyoruz ve tüm iş ortaklarımızı bu sihirli alana taşımayı amaçlıyoruz. Bunu yaparken, hedefimizdeki insanları nörobilim ve psikoloji ışığında doğru anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz içgörü ve çıktılar üzerine de gerekli yönetim, marka, pazarlama, iletişim ve insan kaynakları tekniklerini koyarak projelerimizle toplam değeri artırıyoruz.
Kaynaklar:
Sinek, Simon; “Neden ile başla”, Arıtan Yayınevi; Eylül, 2013.
Hamel, Gary; “Şimdi Ne Yapıyoruz”, Optimist Kitap; Mayıs, 2013.
Bardwick Judith; "Danger in the Comfort Zone", 1995.
Restak Richard; "The Naked Brain", Three Rivers Press, 2006.