İPUCU #15: Hayır, O İştah Açıcı Koku Mutfaktan Gelmiyor
Nörobilim bizlere kokunun insan için çok güçlü bir duyu olduğunu gösteriyor. Hatta, gördüğümüz bir şeye yakıştırdığımız bir koku algıladığımızda o şeyden hoşlanma, onu beğenme olasılığımız ciddi şekilde artıyor. Bu veriler ışığında da nöropazarlama alanında önemli çalışmalar yapılıyor.
Örneğin, bir fast-food restoranına girdiğinizde aldığınız o büyüleyici kokuyu hatırlayın. Sizce o gerçekten mutfaktan mı geliyor? Martin Lindstrom buyology adlı eserinde bu durumu aynen şu şekilde açıklıyor: “Oysa aldığınız bu koku dumanı tüten sıcak bir ızgaradan gelmiyordu, RTX9338PJS gibi bir adı olan - fast-food restoranının havalandırmasından üflenen taze pişmiş salamlı cheeseburger kokusunun kodu - bir sprey kutusundan geliyordu.” Bu kokunun görevi “bugün kontrollü yiyeceğim” diyerek girdiğimiz o restoranlarda kasanın önündeyken bizi ayartmak olabilir mi?
Peki, Pacific Northwest’te yerel bir mağazada kadın kıyafetlerinin satıldığı bölümüne anne sütünün bileşenlerinden biri olan vanilya kokusunun sıkılmasından sonra satışların iki katına kadar yükselmesine ne demeli?
Nescafe’nin kavanoz kapağı açıldığında ortamı kaplayan kendine özgü kokusu için çok özel çalışmalar yaptığı da biliniyor.
Yukarıdaki örneklerde de görebildiğimiz gibi bugün birçok marka kendine ait esanslar geliştiriyor ve müşterileri ile temas ettikleri noktalarda bunu bir pazarlama aracı olarak kullanıyor. Duyusal markalama dediğimiz bu yaklaşımın, gelecek yıllarda nöropazarlamanın en kuvvetli silahlarından biri olarak daha fazla gündeme geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Azor Brand & People Solutions