İnsan Odaklı Olmaya Farklı Bir Yaklaşım

İnsan Odaklı Olmaya Farklı Bir Yaklaşım

14/12/2015 | Azor Brand & People Solutions
Tahmini Okunma Süresi: | Kelime

İnsan odaklı olma kavramı iş dünyasında dillerden düşmeyen bir konu. Öneminden dolayı dillere dolanmış olsa da, altının ne kadar doldurulabildiği tartışılır.

Bu kavram genel olarak firmaların çalışanlarına değer vermesi olarak algılanıyor. Ancak, işin bambaşka bir boyutu var. Bize göre iyi bir insan kaynakları yönetimi, marka yönetimi ve şirket yönetimi tamamen insan odaklı olmaktan geçiyor. Neden derseniz, cevabını hali hazırda Simon Sinek veriyor: "Müşterilerinizin hepsi insan. Çalışanlarınızın tümü insan. Eğer insanı iyi anlayamazsanız, işinizi iyi anlayamazsınız."

İş hayatını bir kenara bırakalım, aslında hepimiz özünde insan odaklı olmaya çalışıyoruz. Ailemiz, varsa çocuklarımız, değer verdiğimiz arkadaşlarımız... Hepsini çok içten şekilde tanımaya, anlamaya çalışıyoruz. Onlara karşı davranışlarımızı bu anlayış üzerinden şekillendiriyoruz. Ancak, ofis ortamına girdiğimizde genel olarak gözlerimiz rakamlar ve hedeflerden başka bir şey görmüyor. Halbuki iş hayatında muhatap olduğumuz her şey insandan geçiyor. Çalışma arkadaşlarımızın, bayilerimizin, müşterilerimizin hepsi insan. Markalarımızın tümü insanlar için var. Satmaya çalıştığınız ürünlerin alıcıları insan, o ürünlerin/markaların var olma nedenleri yine insanlara bir değer katmak.

Yönetim, marka ve insan kaynakları konularının kesişim alanında insan var.

Azor olarak, yeni değerlerin konfor alanlarımızın dışında olduğuna inanıyor ve tüm iş ortaklarımızı bu güven alanının dışına çıkarmak için çalışıyoruz. Bu inançla yönetim, marka ve insan kaynakları alanlarında danışmanlık veriyor, projeler geliştiriyoruz. Metodolojilerimizin ilk adımı ise tüm bu alanların kesişim noktası olan insan faktöründen geçiyor. Öncelikle, üzerinde çalıştığımız projenin dokunduğu insanları doğru şekilde anlamaya çalışıyoruz. Sonrasında, bu algının üzerine yönetimle, marka ile veya insan kaynakları ile ilgili teknikleri koyarak projelerimizi hayata geçirilebilir hale getiriyoruz. Bunu yaparken nörobilim, sosyal nörobilim, psikoloji ve sosyal psikoloji alanlarından destek alıyoruz.

Birçok firma için bu yaklaşım veya bu yoldaki değişim zor gelebilir. Ancak, bunun büyük bir farklılaşma noktası olduğunu söyleyebiliriz. Bazı çevrelerce modern iş dünyasının filozofu olarak da adlandırılan Gary Hamel, firmaların en büyük farklılaşma noktalarının felsefelerinden başladığını söylüyor. Hamel, bu felsefenin taklit edilmesi en zor konu olduğunu da vurguluyor. İnsan odaklı yaklaşımın bu felsefede odak olarak seçilmesi ise birçok alanda farklı başarıların elde edilmesinde önemli bir rol oynuyor. Çünkü, daha önce de dediğimiz gibi iş hayatındaki her şey direkt olarak insanla ilişkili.

Kaynaklar:

Sinek, Simon; “Neden ile başla”, Arıtan Yayınevi; Eylül, 2013.

Hamel, Gary; “Şimdi Ne Yapıyoruz”, Optimist Kitap; Mayıs, 2013.