Beynimiz ve Konfor Alanı Psikolojisi
"Siz böyle bir yol ayrımına gelseydiniz, hangi yolu seçerdiniz?
Bu soruyu 500’den fazla kişiye yönelttik. Aldığımız cevapların yaklaşık yüzde 90’ı sol tarafı gösteriyordu. Kalan yüzde 10’un neden sağa kıvrılan yolu seçtiğini irdelediğimizde bu kişilerin dağcılık, trekking, kamp yapma gibi alanlarda tecrübeleri ya da ilgileri olduğunu gördük.
Açıkçası bu sonuçlar bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü bu görsel yönlendirici ögeler içeriyor. Sola giden yolda ufku görebiliyorsunuz. Ayrıca, bu seçenekte güneş alabildiğince parlıyor. Diğer yandan, sağa kıvrılan yolda engeller mevcut: Tepeler, orman vb. Buna ek olarak bu yolun üzerinde nispeten kara bulutlar mevcut. Genel olarak baktığımızda sağa kıvrılan yol, diğerine göre daha fazla belirsizlik içeriyor.
İşte bu noktada, sahneye konfor alanı psikolojisi giriyor. Geçen ayki yazımızda (İş Dünyasının “Konfor Alanı”) bu kavramı enine boyuna irdelemiş ve bu psikolojik sürecin 3 ayrı evreden oluştuğunu ortaya koymuştuk.
-
Konfor Alanı: Minimum stres, rahatlık ve durağanlığın hüküm sürdüğü evre.
-
Optimum Performans Alanı: Doğru derecede stres nedeniyle performansın arttığı, gelişimin, hareketin ve heyecanın olduğu evre. Biz bu bölgeyi “Sihirli Alan” olarak adlandırıyoruz.
-
Tehlikeli Alan: Yüksek derecede stres ve kaygının hüküm sürdüğü, bocalamanın ve kararsızlığın kendini gösterdiği kaygı evresi. Biz bu bölgeyi “Felç Alanı” olarak adlandırıyoruz.
İki yol ayrımı içeren görsele bu bilgiler ışığında tekrar baktığımızda ufkun açık, havanın güneşli olduğu sol yolun “konfor alanına”, sağa kıvrılanın ise stresin var olduğu “heyecan” veya “kaygı” alanına karşılık geldiğini görebilirsiniz.
Peki nasıl oluyor da, katılımcıların büyük bir çoğunluğu konfor alanını temsil eden yolu tercih ederken, bazıları çoğunluğun kaygı alanına karşılık gelen bir yolda devam etme kararı verebiliyor? Başka bir deyişle, genel kanının aksine insan nasıl bir süreçten geçiyor da konfor alanına karşılık gelebilecek bir seçeneği değil de, belirsizlik içeren bir yolu seçebiliyor?"
Not: HBR Türkiye özgün içerik politikası nedeniyle, söz konusu makaleler sadece hbrturkiye.com adresinde yayımlanabilmektedir.